“Cunda Adası: Türkiye’nin Batı Anadolu’daki Gizemli Cenneti!”
Cunda Adası'nın tarih ve doğal güzelliklerini keşfedin! Piri Reis'in Kitab-ı Bahriye'sinden Herodot'a, adanın sırlarını öğrenin.
Cunda Adası, Türkiye’nin Batı Anadolu sahilinde yer alan Ayvalık ilçesine bağlı bir adadır. Ayvalık koyunda bulunan 22 adadan biri olan Cunda, ülkenin Ege Denizi’ndeki dördüncü büyük adasıdır. Konumu gereği, deniz yollarının kesişme noktasında bulunmasıyla dikkat çeker. Geleneksel olarak “Ali Bey Adası” olarak da bilinen Cunda’nın ana karaya bağlantısı iki büyük köprüyle sağlanır. Bunlardan ilki 1964 yılında inşa edilen ve Dolap Boğazı’nda yer alan bir köprüdür, diğeri ise Lale Adası’nı Cunda Adası’na bağlar. Cunda, tarihi ve doğal güzellikleriyle Ege’nin incisi olarak kabul edilir.
CUNDA ADASI TARİHİ
Cunda Adası, Ayvalık’ın karşısında, Ege’nin incisi olarak bilinir. Tarihte çeşitli isimlerle anılan ada, köklü bir geçmişe sahiptir. Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye’sinde geçen Galat efsanesi, adaya mistik bir hava katar. Bu efsaneye göre, ada tarihte Yunda Adaları olarak biliniyordu ve Galat adını taşıyordu. Ayrıca, Cunda Adası’nın Ali Bey ismiyle anılmasının ardında, ulusal kurtuluş mücadelesinde gösterdiği kahramanlıklar yatar. Ali Bey, düşman birliklerine karşı cesurca direnen önemli bir komutandı. Ada isminin ise “Moshonis” kelimesinden geldiği düşünülmektedir, bu da kokulu ada anlamına gelir.Milattan önce, Herodot tarafından “Ekatonisos” olarak adlandırılan ada, Strabon’un da belirttiği gibi, Apollon’un kutsal adası olarak bilinirdi. Bu nedenle, adaya “Moshonisia” denmeye başlandı. “Moshos” kelimesi, yöredeki güzel kokuları veya eski çağlarda adalarda yaşayan bir korsanı temsil edebilir. Cunda Adası’nın kökenlerindeki bu efsaneler ve tarihî dokusu, ziyaretçilerine büyülü bir atmosfer sunar.
CUNDA ADASI’NDA GEZİLECEK YERLER
1.ŞEYTAN SOFRASI
Ayvalık’a gidildiğinde ziyaret edilmesi gereken yerler arasında önemli bir yere sahip olan Şeytan Sofrası, Midilli Adası ve Ayvalık Adaları’nın muhteşem manzarasına ev sahipliği yapar. İsmini aldığı Şeytan Sofrası adına rağmen, bu nokta manzarasıyla cennetten bir köşeyi andırır. Buraya gelenler, Ege’nin engin suları ve adaların büyüleyici güzelliği eşliğinde unutulmaz bir deneyim yaşarlar. Şeytan Sofrası, ziyaretçilere gün batımı ve gün doğumu gibi doğa olaylarını izlemek için de eşsiz bir fırsat sunar. Turistlerin ve fotoğraf tutkunlarının vazgeçilmez duraklarından biri olan bu nokta, Ayvalık’ın doğal ve tarihi zenginliklerinden sadece biridir.
2.AYVALIK ANTİKACILAR ÇARŞISI
Anılar Çarşısı, geçmişten günümüze uzanan eşyaların bulunduğu ve ziyaret edenlerin mutlaka bir şey alarak hatıra edindiği bir mekandır. Burada, tarihi ve kültürel mirasın izlerini taşıyan çeşitli objeler bulunur. Antika eşyalar, el yapımı hediyelikler, geleneksel kostümler ve daha birçok eşya, ziyaretçilere geçmişe özlem duydukları anları yaşatır. Anılar Çarşısı’nı ziyaret edenler, bu özel mekandan aldıkları bir eşya ile unutulmaz bir hatıra biriktirirler. Çarşı, adeta bir zaman tüneli gibi geçmişe doğru yolculuk yapmanızı sağlarken, günümüzün modern alışveriş deneyimini de sunar. Burada geçirdiğiniz vakit, hem tarihi mirasa saygı duymanızı sağlar hem de keyifli bir alışveriş deneyimi yaşamanıza olanak tanır.
3.NEBİLER(AŞIKLAR) ŞELALESİ
Rivayete göre, peri padişahın kızı ile Yörük Ali arasında engellenmeye çalışılan bir aşk hikayesi, günümüzde Nebiler Şelalesi olarak bilinen yerde yaşanır. Padişah, bu aşkı engellemek isterken, doğa da bu masum aşıklara yardım eder. Bugünkü şelalenin bulunduğu yerde, padişahın planını engelleyen bir çınar ağacı, genç aşıkları içine alarak onları sonsuza kadar saklar. Bu romantik hikaye, ziyaretçilere eşsiz bir atmosfer sunar.Hatta, aşkını kaybeden peri padişah, kızının anısına bir mağaraya sığınır ve acısını gözyaşlarıyla ifade eder. Bu mağaraya, padişahın ağlama seslerinden dolayı “Ağlayan Mağara” adı verilir. Nebiler Şelalesi ve Ağlayan Mağara, ziyaretçilere eşsiz doğal güzelliklerin yanı sıra, bir zamanlar yaşanan efsanevi aşkın izlerini de sunar. Bu mistik ve romantik mekânı ziyaret etmek, unutulmaz bir deneyim yaşamanızı sağlayacaktır.
4.KÜÇÜKKÖY(YENİÇAHORİ)
Küçükköy, sadece ismi köy olan değil, aynı zamanda yaşayan bir sanat merkezi. Rumların yaşadığı eski bir köy olan Küçükköy, hala kullanılan Rum evleri ve 14 atölye ve müzeyle dolu.
5.CUNDA DESPOT EVİ
Bir binanın neden “despot” olarak adlandırıldığını merak ettiniz mi? İşte cevabı: 1862 yılında Yunan egemenliği sırasında yapılan bu bina, gerçek bir despot tarafından inşa edilmiştir ve o günden beri bu isimle anılmaktadır. Despot’un Efsanevi Evi olarak da bilinen bu yapı, sadece konaklama veya yemek için değil, aynı zamanda tarihle iç içe geçen bir fotoğraf karesi yakalamak isteyenler için de mükemmel bir mekandır.Efsanevi Despot’un Evi, adeta zamanın dondurulduğu bir nokta gibidir. Burada konaklamanın yanı sıra, tarihi atmosferinde yürüyüş yapabilir, çay veya kahve molası verebilir ve hatta tarih kokan duvarları arasında unutulmaz fotoğraflar çekebilirsiniz. Bu benzersiz deneyim, ziyaretçilere tarihi bir yolculuk ve keyifli bir mola sunar. Eğer tarihi ve eşsiz yapılara ilgi duyuyorsanız, Despot’un Efsanevi Evi’ni ziyaret etmeyi unutmayın!
6.AŞIKLAR TEPESİ
Cunda Adası’nın sembollerinden biri olan Aşıklar Tepesi, 2007 yılında işadamı Rahmi Koç tarafından restore edilmiştir. Restorasyonun ardından, bu tarihi mekân Kütüphane ve kafe olarak hizmet vermeye başlamıştır. Aşıklar Tepesi, adanın manzarasıyla birleşerek ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunmaktadır.
7.TARİHİ TAŞ KAHVE
Gerçekten bir kahvenin 40 yıl hatırı varmış derken, 150 yıllık bir tarihi binada yaşanan kahve keyfi unutulmazdır. Bu özel mekân, tarihin derinliklerine yolculuk ederken, aynı zamanda sıcak bir kahveyle ruhunuzu dinlendirmenizi sağlar. Burada geçirdiğiniz her an, hatırlanacak bir anı olarak belleğinizde yer edecek.
8.ANELEMMATİK GÜNEŞ SAATİ
Ahmet Erol Keskin anısına yapılan bu özel güneş saati, yaz ve kış mevsimlerine göre saat ayarlayarak bulunduğunuz aya göre zamanı belirler. Belediye tarafından yaptırılan bu güneş saati, Ahmet Erol Keskin’in anısını yaşatmak ve zamana direnen bir iz bırakmak amacıyla inşa edildi.Ahmet Erol Keskin Güneş Saati, sadece bir zaman gösterme aracı değil, aynı zamanda bir anıt niteliği taşır. Her geçen gün, bu güneş saati insanlara zamanı hatırlatırken, aynı zamanda Ahmet Erol Keskin’in izini de yaşatmaya devam ediyor. Her saat dönüşünde, bu özel yapı insanlara geçmişi hatırlatır ve geleceğe bir miras bırakır.
9.SARIMSAKLI PLAJI
Küçükköy beldesinde yer alan Sarımsaklı Plajı, 7 kilometrelik uzunluğuyla adeta bir doğa harikasıdır. Plajın sapsarı kumları ve berrak denizi, ziyaretçilerini büyüler. Ancak, plajın tek olumsuz yanı, sürekli kalabalık olmasıdır.
10.BEDAVUT PLAJI
Ayvalık’ın Sarımsaklı Plajı, beldenin kalabalığından uzak, sakin ve temiz bir ortam sunmasıyla giderek daha fazla ziyaretçi çekiyor. Plaj, sadece güzel bir deniz ve kum sahilinden ibaret değil, aynı zamanda eşsiz ‘Şahinkaya’ olarak bilinen kayalıklarla da ünlüdür. Bu kayalıklar, plaja benzersiz bir görünüm kazandırırken, ziyaretçilere muhteşem manzaralar sunar. Plaja gitmek isteyenler, Şeytan Sofrası istikametine doğru hareket ederek kolaylıkla ulaşabilirler.
Kaynak: CNN Türk-Onedio