
Cengiz! Yaşam Altından Daha Değerli!
Kazdağları'nda, Cengiz Holding’e bağlı Truva Bakır’ın ağaç kesimleri geniş çaplı protestolarla karşılandı. Bölgedeki ekosistem tehdit altında.
Cengiz Holding’in iştiraki Truva Bakır’a ait altın görünümlü Halilağa Bakır Madeni Projesi için başlatılan ağaç kesimlerine karşı Kazdağları’nda eylem düzenlendi. Kazdağları’nda yapılan eyleme Türkiye’nin dört bir yanından çevreciler de katıldı. Çan, Bayramiç, Gelibolu, Ezine ilçeleri başta olmak üzere Balıkesir, Bursa, Akbelen, İstanbul gibi birçok yerden çevreciler ağaç kesimlerinin gerçekleştirildiği alanda buluştu.
Kazdağları Ekoloji Platformu tarafından yapılan açıklamada, “Cengiz Holding, Çanakkale Bayramiç ilçesi Hacıbekirler köyü yakınlarında, Halilağa Altın Bakır Madeni projesi kapsamında devlet ormanında ağaç kesimine ve yol açmaya başladı. İktidarın sadık ortaklarından Mehmet Cengiz’in sahip olduğu Truva Bakır A.Ş.’nin Kanadalı Liberty Gold firmasından satın aldığı ruhsat alanı yaklaşık 60 bin dönüm. Şirket, şimdilik bu alanın onda birinde faaliyet göstereceğini beyan ederek, 580,21 hektar yani yaklaşık 5 bin 880 dönüm için Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) izni aldı. Daha sonra kapasite artışları ile ÇED alanını da peyderpey büyüteceği aşikar” denildi.
“Şirket Altını Niye, Kimden Saklıyor?”
Projenin bakır görünümlü altın projesi olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “ÇED Raporuna göre “bakır” olarak gösterilen projenin uluslararası fizibilite raporlarında ve işletme projesinde “altın” olduğunu biliyoruz. Şirket altını niye, kimden saklıyor? Proje kapsamında; açık ocak, atık barajı, kırma eleme tesisi, pasa alanı, bitkisel toprak alanı, cevher stok şantiye alanı yer alıyor. Siyanür ve onlarca kimyasalın kullanılacağı zenginleştirme tesisi de var. Devasa büyüklükteki atık barajı, Hacıbekirler köyüne yalnızca 750 metre mesafede. Yaşam alanları ile iç içe” ifadelerine yer verildi.
“Tüm Canlıları İle Birlikte Çok Büyük Bir Orman Ekosistemi Tehdit Altında”
“ÇED alanının neredeyse tamamı, devlet ormanı statüsünde” sözlerinin altı çizilen açıklamada, “Altın Bakır Madeni için önce, en az 100 dönümlük alanda bir şantiye alanı inşa edildi. Sonra ağaçlar kırmızı, mavi boyalarla işaretledi ve ardından da orman katliamına başladı. Şimdi de içinde binlerce canlıyı, tohumu barındıran bitkisel toprak sıyrılmaya başlanıldı. Yüzbinlerce ağaç ve içindeki tüm canlıları ile birlikte çok büyük bir orman ekosistemi tehdit altında” diye belirtildi.
“Çan’ın Can Damarı Kocabaş Çayından Tesise Su Alınacak”
Ağaç katliamının durdurulmaması halinde gerçekleşecek zarara değinilen açıklamada, “1 Milyona yakın ağaç katledilecek. Proje bitişiğindeki Halilağa, Hacıbekirler, Muratlar köyleri yok olacak, onlarca köy olumsuz etkilenecek. 3 köyümüz verimli tarım alanı ile birlikte haritadan silinecek. Projenin proses suyu ihtiyacı, DSİ ile şirket arasında yapılan protokol kapsamında, ÇED süreçlerinden kaçırılarak, ÇED kapsam dışı kararlar verilerek planlanan iki adet gölet ile sağlanacak. Ayrıca, yüzey sularının yetmeyeceği hesaplanarak, Çan İlçesi’nin can damarı Kocabaş Çayı (Granikos)’ndan derivasyon kanalı ile tesise su alınacak. Bölgenin zaten çok kıt olan ve yöre halkına yetmeyen tüm su varlıkları maden projesine tahsis edilecek. Bölgede kuraklık artacak. Madenin yaratacağı kirlilik Bayramiç ve Ezine tarım alanlarını, yaşam alanlarını yüzyıllarca tehdit edecek. Köylülerin tarlaları kamulaştırma kararları kapsamında açılan davalarla gasp edilecek” denildi.
“Şirkete Verdiğiniz Orman Tahsis İzinlerini Acilen İptal Edin”
Tarım ve Orman Bakanlığı’na yapılan çağrıda, “Göreviniz ormanları korumak, kollamak, yeni ormanlar inşa etmek iken, 520 hektar devlet ormanın yok edilmesine nasıl izin verdiniz? Orman ekosistemlerinin ülkenin en önemli can damarlarından olduğunu nasıl görmezden geliyorsunuz? Şirkete verdiğiniz orman tahsis izinlerini acilen iptal edin ve bu katliama son verin” sözlerine yer verildi.
“Cengiz Holding’in Kazancı Binlerce Yıllık Değerlerimizden Daha Mı Önemli?”
Künk Tepe’de bulunan 1. derece sit alanının hatırlatıldığı açıklamada Kültür ve Turizm Bakanlığı’na hitaben, “Künk Tepe’deki 1.derece sit alanının maden alanı içinde bırakılmasına nasıl göz yumuyorsunuz? Arkeolojik varlıklarımızın göz göre göre yok edilmesine nasıl izin veriyorsunuz? Cengiz Holding’in kazancı binlerce yıllık değerlerimizden daha mı önemli? Ruhsat alanı içi ve yakınlarında yer alan önemli kültürel ve arkeolojik varlıklarımızın zarar görmeyeceğine dair verdiğiniz görüşten vazgeçin ve görevinizi yaparak bu değerlerimizi koruyun” diye belirtildi.
“Verdiğiniz İzin Ve Ruhsatları Acilen İptal Edin”
“Çanakkale Valiliği’ne sesleniyoruz. Mülkiyet izinleri tamamlanmadan, haklarını korumakla yükümlü olduğunuz köylülerin tarlalarını gasp ederek tarım alanlarına çöken, ormanları yok eden, yöre halkı susuzluktan kıvranırken halkın su kaynaklarına el koyan şirkete nasıl Gayri Sıhhi Müessese İzni ve İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı verdiniz” diye sorulan açıklamada, “Hiç vicdanınız sızlamadı mı? Sizin göreviniz köylüyü, vatandaşı korumak değil mi? Verdiğiniz izin ve ruhsatları acilen iptal edin” denildi.
“Usulsüzlüklere Göz Yuman Kişi Ve Kurumlar İçin Suç Duyurusunda Bulunacağız”
Ağaç kesimlerinin durdurulması, iş makinalarının alandan çekilmesi ve projenin iptali için mücadeleye devam edeceklerini aktarılan açıklamada, “İşletme izninin, orman tahsis izinlerinin, Gayri Sıhhi Müessese İzni ve 1. Sınıf İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatının, kamulaştırma kararlarının iptali için yeni hukuki süreçleri başlatacağız.
Bu usulsüzlüklere göz yuman ve izin veren tüm kişi ve kurumlar için suç duyurusunda bulunacağız. Geri dönüşü mümkün olmayan ekolojik tahribatlara ve ekokırıma yol açacak Halilağa Altın Bakır Madeni Projesi’nin ve tüm diğer projelerin iptal edilmesi için sonuna karar mücadele edeceğiz” ifadelerine yer verildi.