Çanakkale’de Siyah Tabutlu İsyan
İskele Meydanı’nda toplanan işçiler, açlığı simgeleyen siyah tabutla meydanı doldurdu. “Ölüm Nedeni: Açlık” yazısıyla tepkilerini gösteren işçiler, haklarını alana dek mücadele edeceklerini duyurdu.
Çanakkale merkezde Türk-İş’e bağlı sendikalara üye kamu işçileri, 2025 yılı Toplu İş Sözleşmesi sürecinde kendilerine önerilen düşük ücret artışını protesto etti. Türk-İş Konfederasyonu’nun ülke genelinde başlattığı eylem planı kapsamında, ilçelerden otobüs ve feribotlarla sendika üyeleri İskele Meydanı’nda kitlesel basın açıklaması düzenlendi. Eylemde, bir kamu emekçisi beyaz önlük giyerek kendini dar ağacında temsili şekilde gösterdi. “Rahmetli Kamu İşçisi” yazılı siyah bir tabut meydanda sergilendi; tabutun üzerinde ‘Ölüm Belgesi – Ölüm Nedeni: Açlık’ ifadeleri dikkat çekti.
“Sabrımız taştı”
Yapılan açıklamada, “Biz kamuda çalışan işçiler olarak; 2025 yılı Toplu İş Sözleşme sürecinde karşılanmayan taleplerimiz, ücret artışımız ve haklarımız için verdiğimiz mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizi her fırsatta dile getirdik. Bu kararlı duruşumuzun bir parçası olarak eylem planımızı kamuoyuna basın aracılığıyla duyurduk” denildi.
“Köle değil işçiyiz”
Açıklamada, “Hükümet geçtiğimiz hafta cuma günü yapılan toplantıda bizlere yine geçim şartlarına uygun olan, kabul edilebilecek bir teklif sunmamıştır” sözlerine dikkat çekilerek, “Hatta öyle bir teklif ki işçinin emeği adeta yok sayılmıştır. Bize reva görülen ücret tüm ülkede işçi kitlemiz ve kamuoyu tarafından üzüntüyle karşılanmıştır. Biz emekçiyiz. Biz işçiyiz. Biz köle değiliz. Biz çalışıyoruz, onlar oyalıyor. Biz üretiyoruz, onlar görmezden geliyor” denildi.
“Grevse grev…”
TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarının halkın yaşadığı ekonomik sıkıntıları yansıtmadığına dikkat çekilen açıklamada, “İşte bu yüzden artık sokaktayız, meydanlardayız, alanlardayız. Geçinemiyoruz. Zordayız. Eylemse eylem, grevse grev… Meydanlarda mı yatacağız yatarız, aç mı kalacağız kalırız. Zaten çalışan biziz, zaten aç kalan biziz. İşçiyiz biz işçi… Hakkımızı alana kadar, direne direne kazanacağız. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarıyla halkın yaşadığı gerçekler arasında dağlar kadar fark var. TÜİK in verileri yaşadığımız geçim sıkıntısını yansıtmıyor. Mutfakta yangın var, ama TÜİK hâlâ “güzel havalardan” bahsediyor. Biz emekçiler pazarda, manavda, sokakta gerçek enflasyonu yaşıyoruz. Açıkladığınız veriler bu yangını ne söndürebilir, ne de gizleyebilir. Pazardan eli boş dönen emekçi TÜİK’in verilerine değil, cebindeki üç kuruşa bakarak yaşamaya çalışıyor. Gerçekleri görmek istiyorsanız TÜİK’in raporlarına değil, işçinin boş tenceresine bakın. Ülkemizde vergi yükü işçinin emekçinin sırtına bindirilmiş. Maaşlarımız daha cebimize girmeden yüzde 27’si eriyor. Az kazanandan çok vergi alan bir sistemde adaletten söz edilemez” ifadelerine yer verildi.
“Sadaka Değil, Hakkımızı İstiyoruz.”
Son olarak açıklamada şu çağrı yapıldı, “Yanlış hesaplarınızın faturasını biz emekçilere ödetemezsiniz. Çıkıp bir sokağa bakın, çarşıya pazara bakın. Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. Kuru vaat değil, toplu sözleşme hakkı istiyoruz. Adil bir ücret, güvenli bir gelecek istiyoruz. Onurlu bir yaşam talebimizden geri adım atmayacağız. Emeğimizi yok sayanlar işçinin sesini duyana kadar susmayacağız. Sokaklardayız. Meydanlardayız. Alanlardayız.”
