Çan Köylerinin Yüzyıllardır Süregelen Yemek Kültürü Tehlikede
Çan’ın köylerinde asırlardır süregelen yemek kültürü, gastronomi meraklılarının dikkatini çekiyor. Bölgeye özgü yemeklerden bazıları coğrafi işaret alarak korunmaya aday gösterilirken, bölgedeki hava ve toprak kirliliği bu değerli kültürü tehdit ediyor.
Çan’ın köylerinde asırlardır süregelen yemek kültürü, gastronomi meraklılarının dikkatini çekiyor. Bölgeye özgü yemeklerden bazıları coğrafi işaret alarak korunmaya aday gösterilirken, bölgedeki hava ve toprak kirliliği bu değerli kültürü tehdit ediyor.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Çanakkale Gastronomi Derneği Başkanı ve arkeogastronomi uzmanı Kubilay Özben, Çan yemeklerinin coğrafi işaret almasının önemine vurgu yaparak, yemek kültürünün ve tarımsal ürünlerin korunması gerektiğini belirtti.
Tarım ve Gastronomi Sürdürülebilir Olmaktan Uzaklaşıyor
Kubilay Özben, tarım ve gastronominin geleceğine dair endişelerini dile getirerek, “Tarım gibi somut bir zengin kaynağı tehlikeye atmak, yalnızca gastronomi gibi somut olmayan bir kültür mirasını tehlikeye atmakla kalmayacak, aynı zamanda çocuklarımızın yaşamını tehdit edecektir. Bu durum da, tarımı ve gastronomiyi sürdürülebilir olmaktan uzaklaştıracaktır” ifadelerini kullandı.
“Çocuklarımızın Geleceği İçin Kaygılıyız”
Çan ve çevresinin nitelikli bir tarım bölgesi olduğuna dikkat çeken Özben, yeraltı kaynakları için mevcut yerüstü zenginliklerinin feda edilemeyeceğini vurguladı. Özben, “Çocuklarımızın geleceği için kaygılıyız. Olumsuzluklarını yaşadığımız, iklim değişikliği, kuraklık ve buna bağlı olarak gıda krizi, doğal ve kaliteli gıda ürünlerinin, hiçbir maden veya sanayi ürünüyle takas edilemeyecek kadar değerli ve vazgeçilmez olduğunu bize bir kez daha kanıtlıyor” dedi.
Karadağ Köyü’nün Özgün Lezzetleri
Karadağ Köyü’nde yapılan “topaçlı kaşık” yemeğinden söz eden Özben, bu yemeğin oldukça lezzetli ve ilginç bir tat olduğunu ifade etti. Ayrıca Çan’da “omaç çorbası”, “etli sütlü çorba”, “ekşi mayalı basma börek”, “mısır unundan kaçamak”, “teleme peynir ile yapılan tatlı”, “ahlat turşusu”,”sıkma mantı” ve “saçaklı mantı” gibi özgün lezzetlerin bulunduğunu dile getirdi. Özben, özellikle “saçaklı mantı”nın İtalyanların tagliatellesine benzediğini belirterek, tavuk böreğinin de bölgedeki yaygın yemeklerden biri olduğunu söyledi.
Yörük kültürünün etkisinin hissedildiği Kumarlar Köyü’nde, köy yapımı nişastayla hazırlanan Nedeşte helvasının çok özel bir tat olduğuna dikkat çeken Özben, köylülerin kendi ürettikleri buğdaydan nişasta yaparak bu helvayı hazırladığını aktardı. Bazı Pomak köylerinde ise mısır unundan yapılan kaçamak ve akıtma gibi geleneksel yemeklerin hala yaşatıldığını belirten Özben, bu köylerdeki insanların kendi unlarını ve nişastalarını üretmeye devam ettiğini söyledi. Yörük köyü olan Kumarlar Köyü’nde ise çok ilginç bir özellik olduğunu ifade eden Özben;
“Burada köy yapımı nişasta ile Nedeşte helvası yapılır. Köy yapımı buğdaydan nişastadan, kendi yaptıkları köy nişastasından bu helvayı üretirler” diye belirtti.
Vegan Yemeklerin Yükselen Yıldızı: Börülce Köftesi
Çan yöresinde vegan olarak nitelendirilebilecek yemeklerin de bulunduğunu ifade eden Özben, börülce köftesinin hem bölgenin meşhur bir lezzeti olduğunu hem de vegan bir yemek olarak öne çıktığını belirtti. Ayrıca tatlılar arasında yer alan erik macununun da Çan köylerinde sıkça yapıldığını sözlerine ekledi.
Göce Yemekleri Çan Mutfağında Önemli Bir Yer Tutuyor
Göceyle yapılan yemeklerin Çan mutfağında önemli bir yer tuttuğunu belirten Özben, göce böreği, göce aşı gibi yemeklerin yanı sıra göce muhallebisinin de bölgede yapıldığını dile getirdi. Özben, Kumarlar Köyü’nde üretilen köy bulguruyla yapılan kavurmalı bulgur yemeklerinin de eşsiz lezzetler arasında olduğunu ifade etti.
Çan’da Keşkek Kuzu Etinden Yapılır
Keşkek yemeğine de değinen Özben, bu yemeğin Çanakkale ve Balıkesir yöresinde olduğu gibi Çan’da da törenlerde yapılan bir gelenek olduğunu belirtti. Ancak Çan’daki keşkeğin kuzu etinden yapıldığını, tavuk etinin kullanılmadığını vurguladı.
Çan’da Tarhana Kaymak Ve Sütle Yapılır
Çan bölgesinin verimsiz olduğu algısının yanlış bir düşünce olduğunu dile getiren Özben, Çan köylerinde tarhana çorbasının süt ve kaymakla yapıldığını, gastronomi açısından çok zengin bir kültüre sahip olunduğunu söyledi. Çan’ın tarım ürünleri ve mutfak kültürüyle verimli topraklara sahip olduğunu ifade eden Özben, coğrafi işaret alınarak bu lezzetlerin korunması gerektiğini belirtti.
“Çan Yemekleri Coğrafi İşaret Almalı”
Çan’daki tarımsal üretimin hava ve toprak kirliliği nedeniyle tehdit altında olduğunu söyleyen Özben, özellikle börülce köftesi ve Karadağ Köyü’nde yapılan topaçlı kaşık gibi yemeklerin bir an önce coğrafi işaretle koruma altına alınması gerektiğini vurguladı. Avrupa Birliği tarafından korunan Bayramiç Beyazı gibi Çan yemeklerinin de korunması gerektiğini ifade eden Özben, ekilebilir arazileri ve zengin mutfak kültürüyle Çan’ın sahip olduğu değerlerin gelecek kuşaklara aktarılmasının önemine dikkat çekti.